Çavdar Tarlasında Çocuklar Kitabı Üzerine ..

Uzun zaman oldu kağıdı kalemi elime alıp size yazmayalı içimi dökmeyeli ! Hayatın yoğunluğuna kaptırıyor insan kendini , unutuyor kendine zevk veren şeyler yapmayı .
Tam da öyle bir dönemindeyim mesela şu an bu yazıyı Kütahya’da başladığım Eskişehir’de bitirdiğim 13 saat dersli bir günün akşamında saat 22.40’ta yazmaya başlıyorum .
Hani diyor ya yazar ‘’Ah insanoğlunun telaşı , çoğu zaman ne kafasını kaldırıp masmavi gökyüzüne bakabiliyor ne de imgelere hülyalara dalabiliyor. Uzun zamandır istediğim gibi kitap da okuyamıyorum belki ama bugün sizinle son zamanlarda zorda olsa zaman bulup okudum ve beni oldukça etkileyen bir kitap üzerine konuşmak istiyorum
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çok değişik bir kitap çünkü edebiyat dünyasında seveni kadar sevmeyeni de çok fazla ama zaten bazı kitapları güzel yapan herkesin okuyamaması , sevememesi değil mi ?
Kitabı okuduğumda yazarım samimi dili beni oldukça etkileyen noktalardan biriydi. Bazen kitabı okuyup bitirdiğinizde bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da canım her istediğinde onu arayıp konuşabilseydim diye iç geçirirsiniz ya hani birçok yerde bu hissi iliklerime kadar hissettim . Holden buradan nasıl böyle davranır diye çıldırdığım anlarda bunu yazarla konuşabilmeliydin diye iç getirip kitabı birçok defa elimden bıraktım.
İşte tam da böyle zamanlarda gönül istiyor ki tüm mümkünler kitap sayfalarını dolduran bir nüans olmaktan çıksın , kokusunu yayaya renklerini döke saça dahil olsunlar hayatımıza !
Bir imgeyi insanın zihninde tekrar tekrar örüyor
O kadar zor zamanlar geçiriyoruz ki belki de buna en çok şuan ihtiyacımız var .Kötü zamanlarımda kendimi kitap sayfalarının arasında kaydetmek en güzel kaçış noktam olmuştur zaten benim hep
Hani bazen de kıskanmıyor değilim yazarları ‘Şehir yıkanıp ütülenmiş tiril tiril bir gömleğin pahalı kol düğmeleri gibi …’
Bir imgeyi insanın zihninde tekrar tekrar örüyor bu cümleler .Üstelik senin aklının ucundan geçmeyen şiir gibi bir tanımlamayla ! işte ben böyle cümleleri okumaya doyamıyorum .
Yazar daha ilk cümleden itibaren farklı üslubuyla beni kitaba bağladı . Alışılmışın dışında analizler yapan asi , antisosyal bir o kadarda insanı etkileyen bir karakter yaratmış J.D.Salinger . Holden size uçuk kaçık hikayelerini anlatırken sanki kitap okumuyorsunuz da yanınızda oturmuş sizinle dertleşiyoruz gibi hissediyorsunuz . Hayatının bir bölüme tanıklık etmekten büyük bir keyif aldım çocuk diyor ki :
‘Oldukça cahilim ama epey okurum .’
Kendimi buluyorum bu cümlede çünkü ben de her okuduğum kitapta ne kadar cahil olduğumu anlıyorum ve çok korkuyorum okumak istediğim kitaplar için ömrümü yetmeyecek diye ama bu süreç içinde Çavdar Tarlasındaki Çocuklar’I okuyabilmiş olmanın huzuru ile sonlandırmak istiyorum .
Ne güzel diyorsun Holmen , ‘ Sakın kimseye bir şey anlatmayın sonra herkesi özlemeye başlıyorsunuz ‘
Ne kadar da günümüzde insan ilişkilerini anlatıyor
Ahh Holmen seni anmadan sanırım sonlandıramayacağım bu yazıyı ,
Ne güzel anlatıyorsun kendini
‘’ Ne yapıyorum uçurma yaklaşan herkesi yakalıyorum ben Çavdar Tarlasında çocukları yakalayan biri olmak istiyorum biliyorum çılgınca bir şey ama ben yalnızca böyle biri olmak istiyorum.’’
Keşke senin gibi insanlar çok olsa da gençler çocuklar uçurumdan aşağı düşmese !
Kalın Sağlıcakla