Çocuk İstismarı: Sen Susma, Çocuk Da Susmasın!

Çocuk İstismarı: Sen Susma, Çocuk Da Susmasın!

Önce haberlerde izledin kanalı değiştirdin, sonra okudun geçtin. UNUTTUN. Sonra arkadaşına oldu, dinledin,sustun, üstünü örttün. Komşuna, iş arkadaşına, sıra arkadaşına… Kız kardeşine oldu aynısı, perişan oldun, sustun! Gittikçe yaklaştı sonra, sana geldi. İstismara uğradın! SUTUN! Yine üstünü örttün. Ama en son çocuğuna, canının parçasına geldi sıra. Kahroldun, sanki etini kopardılar bedeninden, acı çektin; AMA SEN SUSTUN!
Öğren artık çığlık atmayı, SES VER BE KADIN! Yaratılışından gelme değil bu güçsüzlük. Yaradan sana akıl vermiş, düşün; göz vermiş, gör; kulak vermiş, duy ve artık o ağzını aç; KONUŞ, ANLAT! Arkadaşıma oldu de, komşuma, kardeşime, bana oldu de. Evladıma da olmasın de.

Ne olacak biliyor musun ? Sen sustun, evladın da susacak! Kısır döngü gibi devam edip duracak, çünkü sen sustun be KADIN!

Sen sustun ya genç bir kız intihar etti sessizce, anlatamadı çünkü. Bir çocuk attı içindeki uçurumdan kendini, hayalleri de kendisiyle çakıldı yere. Onları sen öldürdün, ben öldürdüm, biz öldürdük. Hayallerini, umutlarını, gülüşlerini aldık onlardan.

Sustukça arsızlaştı canavar, azgınlaştı. Çünkü etraf sessiz, baktı hiçbir şey olmuyor, devam etti. Sırayla devam etti; tenhada, kapalı kapılar ardında, okullarda, camilerde, sokaklarda. Durmadı, hiç utanmadı. Canavar güçlendi, destek aldı tüm susmalardan. Yasalar hafif kaldı, bir kaç yıl yattı içerde, çıktı. Sonra devam etti, bu defa temkinli. “Şeytana uydu” güya, oysa şeytana pabucunu ters giydirirdi. İnsan tarif dahi edilemez çirkinlikteki eylemlerini şeytana yüklemedi mi hep ?

Ez artık canavarın başını, Allah aşkına ez. Öğret çocuğuna “bedenin kendine özeldir;  iyi dokunuş, kötü dokunuş vardır.” de. Sen susma anlat de, nereye gittiğini, nereden geldiğini bil. En önemlisi cesareti öğret ona; “susma, dinliyorum, benim önceliğim sensin, ANLAT” de. Çocuğuna çığlık atmayı öğret KADIN. Sende çocuğunla ilgilen be ADAM, bak ona, onu fark et. Dinle, işten dönünce yarım saat de olsa gözlerinin içine bak ve DİNLE.

Sen anlat. Anlat ona; Pamuk Prenses ölmez, Rapunzell saçlarını asla kesmez, uyuyan güzel mutlaka bir gün uyanır, Kül Kedisi elbet Sindirella olur ve Kırımızı Başlıklı Kız’ı kurttan, her zaman iyi bir insan kurtarır de.

Söylenecek çok şey var. LÜTFEN ARTIK SUSMA BE İNSAN. Tecavüze direndi diye korkunç bir şekilde öldürülen Özgecan’ı, Antalya’da annesi kanser hastası olan,babası tarafından 1,5 yıl tecavüze maruz kalan 4,5 yaşındaki küçük kızı, çok değil bir kaç gün önce Adana’da tecavüz edilip vücudu feci şekilde tahrip gören 4 yaşındaki miniği, Kuran kursundaki hoca tarafından tecavüze uğrayan erkek çocukları ve daha nicesini UNUTMA! Artık karşısında dimdik ve sapasağlam dur.

2017’nin ilk 5 ayında 182 çocuk cinsel istismara uğradı. Türkiye’de yılda cinsel istismar gören çocuk sayısı 8000. En korkuncu çocuk istismarı davalarının son 10 yılda 3 kat artması! Dudak uçuklatıyor, dehşet veriyor değil mi ?

Ben bu haberleri gördükçe, duydukça akıl sağlığımı koruyamıyorum. Sen koruyabiliyor musun sevgili “insan” ? Ben insan olmaklığımdan utanıyorum. Görüp geçemiyorum, sayfayı çeviremiyor, kanalı değiştiremiyorum. Koltuğa mıh gibi çakılıp kalıyorum. Bende çocuk oldum çünkü, sende oldun. Ailemde bir çok çocuk var, senin de öyle. Artık önemli olan bundan sonrası, hem kendimiz bilinçli olacağız hem çocuklarımızı bilinçli yapacağız. Onlara istemediği durumlarda “hayır” diyebilmeyi, kişisel alanlarını bilmeyi ve korumayı, kendilerinin suçu olmadığını, haklarını bilip savunabilmeyi, kendini ifade etmeyi, kendini güvende hissetmediğinde yardım alması gerektiğini öğretmeliyiz.

Ben, bu dünyaya kadın olarak geldiğim için Allah’a binlerce kez şükrediyorum. Ama biliyorum her kadın şanslı doğmaz; şartlar, ortamlar, insanlar farklılaşır. Benim üç ağabeyim var, başımda babam hep vardı; dört erkeğin himayesiyle büyüdüm. Kendimi şanslı hissediyorum diye düşünürken, çok yaralayıcı bir şeyin farkına vardım; Türkiye’de bu zamana kadar kadın olmak, en az bir erkeğin himayesinde olmak sayılıyor. “Sahipsiz, dul, bekar” diye fişlenmiş yalnız kadın, dahası ötekileştirilmiş. Bilinçlenmek gerek, tek tek değil, toplum olarak bilinçlenmek.

Dilerim kısa sürede çocuklarımızı oyunlar oynasınlar diye sokaklara, parklara rahatça bırakabildiğimiz, karanlık çöktüğünde, sürekli arkamıza bakmadan, korkmadan yolda tek başımıza yürüyebildiğimiz, bütün bu istismarların bittiği günler görürüz bu ülkede. Yoksa biz birbirimizle derdimizi de paylaşırız ekmeğimizi de…

Bu Yazıyı Paylaş

Saniye Bayram Sabuncuo

Aytink.com Yazarı // Rehber Öğretmeni